Grafit
Grafit, yağsı dokunumlu, oldukça yumuşak ve ince levhalar halinde bükülme özelliğine sahip olup sertliği 1, yoğunluğu 2 g/cm3 civarındadır. Griden siyaha doğru değişen tonlarda rengi olan grafitin çizgi rengi; kül rengindedir. Oksijenli ortamda 600-670 ˚C’de yanan, normal hava ortamlarında 3500 ˚C’ye kadar yanmayan grafitin, erime derecesi 3.927 ˚C olup, erime ısısına eriştiğinde sıvı haline değil doğrudan gaz haline dönüşür, normal sıcaklıklarda kararlı ve kimyasal bozunmaya dayanıklılık gösterir, asit, baz ve tuzlara karşı dayanıklı, normal kimyasal reaksiyonlara karşı duyarsızdır.
Grafit, karbonun üç ana allotropik şekillerinden biri olup, yatay tabakalar şeklinde oluşmuştur ve kullanım alanı hayli fazlacadır. Grafit, AB için Kritik Hammaddeler raporunda, Britanya Jeolojik Araştırmalar Konseyi “Risk Listesi 2011”’de ve BGS Endüstriyel Mineraller Risk Listesi 2012’de önemli hammaddelerden birisi olarak yer almaktadır. Grafitin bu denli stratejik bir hammadde olarak değerlendirilmesinin nedenleri;
- Mükemmel ısı iletkenliği
- Mükemmel elektrik iletkenliği (Bakırdan 20 kata kadar daha iletken olabilmekte)
- Isıya dayanıklılığıdır (DPT 2001).
Türkiye’de Grafit Yataklarının Durumu
Ülkemizde grafit çalışmalarına 1941 yılında başlanmış ve birçok ruhsatlı veya ruhsatsız alan için grafit tanımlaması yapılmış, 20’yi aşkın bölgede ekonomik değere sahip, grafit yatağı varlığı saptanmıştır. Mevcut yataklar, çoğunlukla meta antrasit-semi grafit kömürleşme derecesi gösteren organik maddelerin çok ince taneler halinde saçınımlı (dissemine) olarak kayaç içerisinde değişik oranlarda bulunduğu oluşumlardır ve tamamına yakını amorf tip grafittir.
Türkiye grafit yatakları çoğunlukla ince taneli killer, şistler ve karbonatlı kayaçlar içerisinde, granitik kütlelere yakın alanlarda bulunmaktadır. Ülkemizde en önemli grafit oluşumları;
- Muğla – Milas – Yayladere,
- Balıkesir – Susurluk,
- İnebolu – Anday,
- Bingöl – Genç,
- Adıyaman – Sincik,
- Yozgat – Akdağmadeni,
- Kırklareli,
- İzmir – Tire – Karamersin,
- Tire – Çeşme,
- Tire – Başköy,
- İstanbul,
- Mersin,
- Kütahya – Altıntaş – Oysu oluşumlarıdır.
MTA araştırmaları sonucunda; Balıkesir-Susurluk, İnebolu, Yozgat ve Adıyaman grafit oluşumlarının Türkiye’nin en iyi grafitleşmiş karbon içeren bölgeler olduğu, Kütahya, Bandırma, Konya, Kastamonu ve Muğla’daki oluşumların da yer yer grafite varan özellikler gösterdiği fakat “semigrafit – metaantrasit” özellikleri arasında geçişler gösteren oluşumlar olduğu belirlenmiştir (Urcun, 2008; ÖİK Raporu, Toprak, 2006, Ergin, 2014). Türkiye’nin hemen hemen her bölgesinde görülen grafite benzer diğer oluşumlar, “metaantrasit” kömürleşme derecesindeki organik maddenin nispeten daha az metamorfizması sonucu oluşan oluşumlardır.
Türkiye’de değişik zamanlarda grafit tanımının yapıldığı oluşumlardan üretimler yapılmış olup, cevherlerin saçınımlı yapı göstermesi ve grafitleşme değerinin istenen seviyede bulunmaması nedenleriyle bu üretim bölgelerinde üretim sürdürülememiştir (Uysal, 2012; Urcun, 2008, DPT Raporu). Bandırma-Çığmış köyü civarındaki nispeten iyi grafitleşme özellikli cevherde MTA’da yapılan zenginleştirme çalışmaları sonucunda % 70 C içeren ürün elde edilmiştir. Cevherin fazla miktarda kuvarslı ve killi olması, doğru planlı uygulamaya zamanında geçilememesi vb pek çok diğer neden cevherin atıl durumda kalmasına neden olmuştur (Uysal, 2012). Yozgat- Akdağmadeni yöresinde bulunan oluşumlar grafitleşme açısından; ülkemizdeki en iyi oluşumların başında gelmektedir. Cevherin MTA’da yapılan pilot çapta zenginleştirme çalışmaları sonuçları olumlu olmamasına karşın, bu yatağın grafitleşme değeri ve tenörünün dikkate değer olduğu belirlenmiştir.
İzmir-Tire (Başköy ve Habipler)’den alınan numuneler üzerinde laboratuvar çapta zenginleştirme çalışmaları yapılmış, ortalama %8 C’’lu cevherden ancak %30 C içeren ürün alınabildiği belirlenmiştir.
İstanbul-Çatalca Domuzderesi mevkiindeki oluşumlar 1960 ve 1964 yıllarında üretilmeye çalışılmış, fakat sınırlı bir üretimden sonra üretime son verilerek işletme terk edilmiştir.
İnebolu-Abana civarı oluşumları ve Adıyaman civarı oluşumlarının da Türkiye’de bu zamana kadar bulunmuş en iyi oluşumlar olduğu laboratuvarlarda saptanmış. Adıyaman yöresindeki oluşum ile ilgili çalışma, analizden öteye gidememiş, ama İnebolu yöresi zuhurları için MTA tarafından pilot çapta zenginleştirme çalışmaları gerçekleştirilmiştir. Balıkesir-Susurluk yöresinde ülkemizin en iyi kaliteli ve iri kristalli grafit oluşumu bulunmaktadır (ÖİK Raporu).
1980’li yıllarda Kütahya-Altıntaş-Oysu ve Muğla-Milas-Yayladere yörelerinde Grafit madenciliği yoğun şekilde yapılmıştır. O yıllarda iki yörede de yeraltı işletmesi olarak üretilen Grafit, tavuklama işleminden sonra elde edilen %60-70 C içerikli üretimin büyük bölümü demir-çelik sektörü ve döküm sektörüne sunulmuştur (Tufan ve Batar, 2015; Karabacak Maden).